Meral Akşener liderliğinde iyi parti kuruldu. Partinin ismi "İyi Parti"olarak belirtildi. Partinin sloganı: 'Türkiye iyi olacak' şeklinde açıklandı.İsminin ‘İyi Parti’ olduğu açıklanan partinin logosu “güneş” oldu. Logonun etrafında sekiz çizgili güneş bulunuyor.Partinin kurucu Genel Başkanı Meral Akşener salondaki konuşmasına büyük bir destekle çıktı. Akşener, konuşmasına darbe eleştirisi ve adalet vurgusuyla başladı.İşte Akşener'in konuşmasından bazı bölümler şöyle:"Biz bu referandumda çalışırken Bursa’da bir şey vardı. Hatırladınız mı Bursalılar? 'Vallahi de olacak, billahi de olacak' demiştik. Vallahi de oluyor billahi de oluyor...Ankara’dan başlayarak yürüyen büyük milletim, Türkiye’nin her yerinden yollara düşen, mesele Türkiye ise, Türk milleti ise “çıkarız, yürürüz, geliriz” diyen kahraman dava arkadaşlarım; Siz iradelisiniz, siz inançlısınız, siz imanlısınız! İnançlı insanlara, haklı insanlara Allah yardım eder. Biliyorum ki bizlere de yardım edecek inşallah. Ülkemiz bir asrı aşkın çok partili siyasal hayata sahiptir. Milletimiz bu süre zarfında karşılaştığı bütün sorunları hep milli irade ile aşmıştır. Büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu toprakların ikinci defa vatan kılınmasında milli iradeyi esas almışlar, savaşı bile TBMM ile yönetmişlerdir.1940’lı yıllara gelindiğinde Milli Şef dönemi ve talihsiz 1946 seçimleriyle toplumun gerisine düşmüş, zamanın dışında kalmıştır. Sadece 10 yıl sonra 1960 askeri darbecileri, kendilerini milli irade yerine koyarak siyaseti askıya almışlardır. Milletimiz demokratik tavrından sapmadan, bu otoriter kadroların tasarımını boşa çıkarmış, yeni bir parti iktidarıyla Türkiye’nin hızını kesen engelleri kaldırmayı başarmıştır.12 Eylül 1980’de bu salonu şereflendiren birçok kişinin yakından bildiği 12 Eylül 1980’de siyasetin bir kere daha askıya alınmasına şahit olduk. Milletimiz aynı şekilde yapılan tasarımları çöpe atmış, yeni bir partiyi iktidara taşımış ve Türkiye’nin yolunu aydınlatmıştır. Türk siyasetinde demokratik işleyiş 12 Eylül’de bozulmuştur. 2002 seçimleri milletimizin yolsuzlukluk, yasaklar olarak tanımladığı toplumsal sorunlarından çıkma arayışıdır. Bu arayış AKP’yi iktidara taşımıştır. Başlangıç yıllarında başarılı da sayılır. Ancak 2007’den sonra vizyonsuz bir güce dönüşmüştür.Bütün bunların sonunda Türkiye operasyonlara açık hale gelmiş. 2007’den itibaren o operasyonlar sahnelenmeye başlamıştır. 2007’den itibaren toplumsal karşılığı donmuş, işlevsiz bir muhalefet, muhalefet dahil demokratik olmaktan çıkmış bir siyasal yapı mevcuttur.16 Nisan referandumu, arkadaşlarımın deyimiyle ‘kirli referandum’ 1946 seçimleri adeta tekrar sahnelenmiş, siyasal hayatımıza yeni bir usül eklenmiştir. Toplumsal destek yetmezseyargıçlar tamamlar. Toplumsal desteği bulamazsanız YSK, yargıçlar yardımınıza koşar. Demokrasi tehdit altındadır. Ve iktidarın hukuku her şeyin üzerindedir. Post-modern milli şef dönemi başlamıştır ama sürdürülebilir değildir.Aziz Milletim! Bugün 25 Ekim 2017. Türkiye üzerine yapılan araştırmalar, bütün gözlemler şu sonucu gösteriyor: Türkiye yorgundur, millet yorgundur, devlet yıpranmıştır. Siyasal iklimin değişmesi dışında hiçbir sağlıklı yol kalmamıştır. Hiçbir çıkar yol kalmamıştır. O çıkar biziz, o çıkar sizsiniz, o çıkar 80 milyon Türk milletidir. Milletimizin her türlü hegomonyayı değiştirme gücü var. Milletimiz yine demokratik siyasetten sapmadan Türkiye’nin önünü açmaya karar vermiştir. Umutlarımız var! Hayallerimiz var! Zengin bir Türkiye istiyoruz. Adil bir Türkiye istiyoruz gücümüz var! Özgür bir toplum istiyoruz gücümüz var! Mutlu bir Türkiye istiyoruz hakkımız var! Türkiye kucaklaşmasını başlatıyoruz! Allah vatana millete insanlığa hayırlı etsin, hayırlı eylesin! Allah vatana millete hayırlı eylesin. İyi adettir, iyi kararlılıktır, iyi umuttur, iyi gelecektir, iyi bilgidir, iyi zenginliktir, iyi cesarettir o da burada var!İyi medeniyet demektir! Ve bu yolun taşlarını sadece cesurlar döşer! Cesurlar da buradadır. İyilik güneşinin yanında salondaki binler 80 milyonla kucaklaşıp Türkiye olacak! Türkiye coğrafyasıyla kucaklaşıp Avrasya olacak! Dünya ile kucaklaşıp bir bütün dünya olacak. Daha iyiye yönelecek! Allah’ın izniyle millet iradesini arkasına alan İyi Parti ile güçleneceğiz, mutlu bir Türkiye olacağız. Açıkça ifade ediyoruz ki; bizler siyasette bir alan aramıyoruz bunu talep de etmiyoruz. Çağrımız bütün Türkiye’yedir. İnanıyoruz ki partimiz güçlü ve mutlu bir Türkiye’nin yolunu açacaktır.Buradan bütün partilerimizin kurucularına ve genel başkanlarına teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz. Bu vesileyle Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere; Rauf Orbay, İsmet İnönü, Cevdet Sunay, Adnan Menderes ve Başbuğ Alparslan Türkeş’i, Turgut Özal’ı, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve ebediyete intikal edip de adını burada zikredemediklerimizi rahmetle anıyoruz. İyi Parti’nin değerli mensupları, siyasal hareketler yaşadıkları çağı ve dönemi kavrayabilmelediri. Eğer bunlar iyi kavranabilirse toplum ileriye taşınır.10 yıl içinde Almanya dışında bir Avrupa ülkesi G-7 ülkeleri arasında bulunmayacak.Dünyadaki gelişmeler adeta Kapıkule’de durdurulmaktadır. Kapıkule’den geçiş bazı konularda çok kolay ama bilimde, yeni bilgide yasak hemşerim! Bugün Türkiye’nin tarihin gerisinde kalacağı konuşuluyor. Türkiye tarihin gerisinde kalamaz, buna asla müsaade etmeyeceğiz! Buna seyirci kalmamak için buradayız. Birinci işimiz gelişmenin ve ilerlemenin peşinden koşacak bir Türkiye’dir. Bununla ilgili reformları ivedilikle hayata geçirmek zorundayız.Bir kurşuna bir can veririz, yerine binler koyarız. Fakat, adaleti sağlayamayan yargı, vicdanları çürütür, milleti bozar, devleti çözer…. Nasıl, yargının siyaseti kuşatmasına karşı mücadele ettiysek, siyasetinde, iktidarların da, yargıyı kuşatmasına yol vermeyeceğiz…... ,Buradan 80 milyonla, aziz milletimle, Zamanın üstünde kalmış bir “dersi” paylaşmak istiyorum... Büyük müjde gerçeklemiş, Müslümanlar Mekke’yi fethetmişlerdir.Efendimizin amcası, Hz. Abbas ve damadı Hz. Ali, en büyük prestij olan Kabe’nin sorumluluğunun kendilerine verilmesini, Hz. Peygamber’den talep ediyor.Efendimiz ise “O işi Talha Ailesi yapıyor” diyor. Hz. Abbas’ın “Ama onlar Müslüman değiller ki… ”şeklinde hatırlatmasına, Efendimizin, kendi damadına ve amcasına cevabı; “Ama Onlar bu işi iyi yapıyorlar” şeklinde olmuştur...Makam mevki aile efradına değil.. Talha ailesine kalıyor. Davaları, İslam’dan kutsal olanlar,… Rehberleri ve Reisleri, Peygamber’den güçlü olanlar.., Menfaatleri dururken, hakkaniyeti nasıl kavrasınlar...Efendimizin bu cevabı, evrensel ders niteliğinde değil midir? Şüphesiz öyledir…. Bu nedenle, saygın ilahiyatçıların vurguladığı “DEVLETİN DİNİ ADALETDİR”, sözünü kıymetli buluyoruz…Türk dış politikası, istikrar kavramını merkez alır. Osmanlıdan –Cumhuriyet hükümetlerine devreden bir süreç. Bu bakımdan, 2000 li yılların başındaki “sıfır sorun” söylemi, devlet birikimimize uygun düşmekteydi. İran, Rusya ve Avrupa dahil, bölge ülkelerinin istikrarından, büyümesinden en karlı çıkacak ülke Türkiye’dir. Rusya merkezli, sosyalist bloğun açılım süreci bu düşünceyi doğrulamıştır. Dış ticaretimizin yaklaşık yarısı, Avrupa ülkeleriyledir. 2005 deki AB için tam adaylık süreci ve istikrar arayıcı politikalar, ekonomimize hız katmıştı… Peki.. ne oldu da bugün farklı şeyler konuşuyoruz . Birçok konuda olduğu gibi, dilleriyle söylediklerinin peşinde olmadıkları anlaşıldı. Politika yapımları dışişlerinin koridorlarından taşındı,Türkiye adeta akıl tutulması yaşadı. Mavi Marmara ile yanaştık-Mısır’dan girdik-Suriye’den çıktık… Bu arada Almanya’dan, Rusya’ya kadar el atmadığımız yer kalmadı. Şimdi.. Bıraktıklarımızı arıyoruz. Sadece Suriye’nin, mültecilerle beraber maliyeti 200 milyar TL. Dış politika macerası, yıllık büyüme oranını yaklaşık bir buçuk puan aşağı çekmiştir. İran’a yönelik ambargonun kaldırılması süreci oldukça öğreticidir. Pazar ihtiyacı olan Avrupa ülkelerinin, Amerika ya baskısı sonuç vermiştir. Biz ise adeta kendimize ambargo koyduk. Siyasi itibar kaybı ayrı bir maliyet. En önemli pazarlarımızı kendi ellerimizle tahrip ettik. Üstelik milyarlarca Lira harcayarak.Böyle yönetilen dış politikamız, Trende olamayışımızın ikinci nedenidir.28 Şubat, bizzat Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik bir ihanet sürecinin adıdır.Bu süreç, Türk Subayına çuval giydirmekle tazelenmiş, Ergenekon, Balyoz ve çözüm süreci ile devam etmiş,15 Temmuz ile final yapmıştır….FETÖ İHANET ŞEBEKESİ, sadece 15 temmuz değil, 2004 DEN İTİBAREN BÜTÜN OPERASYONLARIN ANA AKTÖRÜDÜR. 15 TEMMUZ TAM ANLAMIYLA BİR “DEVLET ETME ZAAFİYETİDİR “MİLLET, DEVLETİ SOKAKTAN TOPLAMIŞTIR.Bir başka tarihi gerçek de şudur ,TSK’ni Türkiye’nin aktifinden düşürmek için plan yapanlar, maalesef iktidar kadrolarının bulanık beyinlerinden faydalanmışlardırYaşanılan her bir süreç, Türkiye için yol çevirme, ön kesme operasyonudur.Her biri acılar bırakmıştır.Referandumlar dahil son on yıldaki yaşadıklarımız, bizi, trenin geleceği istasyondan uzak tutmuştur.Devlet kendi topraklarında bile ana aktör olmaktan çıkmış, bir savrulma sürecine girmiştir.Cevdet Paşanın Osmanlı için vurguladığı gibi,” Kath-ı Rical”, yani devlet adamı eksikliği, ülkemize çok pahalıya mal olmuştur.BU BİR İKTİDAR YÜRÜŞÜDÜR…BU İNSANIMIZ İÇİN, BİR ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜDÜR….BU DEVLETİMİZ İÇİN, BİR İTİBAR YÜRÜYÜŞÜDÜR….BU MİLLETİMİZ İÇİN, BİR DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜDÜRBU, GÜÇLÜ TÜRKİYE YÜRÜYÜŞÜDÜR….Başaracağız! Başaracağız! Başaracağız!İnşallah başaracağız!Hepimiz birlikte başaracağız...Bütün millet olarak başaracağız...BUGÜN 25 Ekim 2017TÜRKİYE İYİ OLACAK !
İyi Parti Haberleri ve Gelişmeler için İyi Parti Haberleri Kategorisini Takip Edebilirsiniz.