“İnsanlar tarihe her istediğini söyletebilir çünkü bilirler ki ölüler itiraz edemez”.
Bugün genel başkan dâhil partililere bu soruyu sorun çok farklı cevaplar alırsınız. Oysa doğru tektir.
Milletin vekili olmuş bir Şevki Yılmaz var, biliyorsunuz. Allah ıslah etsin. Türklük ve Atatürk, o ve benzerleri için küfürdür sanki… BetWinner mobil Bir videosu var, akıllara eziyet…
Mevlitlerin bol pilav yiyicilerini toplamış, diyor ki:
- Altı ok, neye göre altı ok. İmanın şartı altı, onu saptırmak için uydurulmuş. Niye beş, yedi değil? Altı ok olacağına altı gül olsaydı. Ok, savaşı çağrıştırıyor, ne kadar vahşi, tiksindirici, diyor.
(10 Ocak, 2018 AKİT TV, canlı)
*Kaç tane partisi oldu, hiç gül amblemli partisi yok ağzı bozuk bu Şevki’nin.
*5 Ok olsaydı “İslâm’ın şartı beş… diye girerdi aldatıp kandırmaya…
*Ok vahşilik çağrıştırıyorsa Sudi Arabistan bayrağındaki kılıç medeniyet timsali midir?
CHP’nin altı okundan dördü 1927'deki kurultayda Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik ve Laiklik olarak ilk dört ilke, 1931’deki 3. kurultayda Devletçilik ve İnkılapçılık eklenerek altı okla simgelenen ilkeler tespit edilmiştir.
1933’te Cumhuriyetin 10. Yıl törenleri için parti amblemi ve yakalara takacakları rozetler yapılmasını emreder Atatürk.
Bu güne kadar bu amblemlerden basına yansıyanlara göre ilk örnekleri “Bozkurt” ağırlıklı figürlerden oluşmaktadır.
Gelelim “bu armaları (amblemleri) kim çizmiştir” sorusuna…
1959-60’a kadar sanki cami önüne bırakılmış yetimdir o muhteşem çizimler.
O tarihe kadar CHP’nin amblemini kimin çizdiği konusunda hiçbir yayın yok.
1954’te yazıp 1959’da ilk baskısını yapan "Eski Bir Atatürkçü" adlı kitabında Münir Hayri Egeli, CHP’nin amblemini Mahmut Akok’un çizdiğini belirtir.
Bir yıl sonra İsmail Hakkı Tonguç’un cenaze töreninde 6 Temmuz 1960 günü Faik Reşit Unat, amblemin Atatürk’ün emriyle İsmail Hakkı Tonguç tarafından çizildiğini açıklar, salonda Tonguç’un oğlu Doktor Engin Tonguç olmak üzere herkes çok şaşırır.
Eğer 1933’te amblemi çizen Tonguç ise, ölümüne kadar 27 yıl geçtiği hâlde bu bilgi niçin saklanmıştır?
Ayrıca 1940’larda ilk amblemden bozkurt ve hilâl çıkarıldığında eserin sahibi niçin itiraz etmemiştir?
O kadar çok bilgi kirliliği var ki bu konuda, kimler neler yazmış, neler yamanmış gerçeğe, işin içinden çıkmak mümkün değil.
Yok, bu oklar Osmanlı oklarıymış. Peki, niye 4. Ok çentiklidir, burada da rivayet çok.
Atatürk öyle bir liderdir ki tarihimizde en çok kitap okuyan ve çeşitli konularda kitap yazan örnek bir şahsiyettir. Onun bir benzeri Alparslan Türkeş’tir
Ömrü boyunca okuduğu ve analiz ettiği kitap sayısı 3997’yi bulan Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli araştırmalarından birisi de Türklerin kökenidir. Öyle olunca CHP’nin tüzüğünün ve Cumhuriyetin 6 ilkesinin anlamı başka yönlerden de açıklanabilir.
Türkler, Oğuz Boyları olarak “Üç Oklar” ve "Boz Oklar” olmak üzere 2 ana kola ve sonrasında her ana kol 3 ana kola ayrılarak toplam 6 ok üzerinden dünyaya yayılmıştır. Aslında Atatürk’ün 6 ok olarak çizdirdiği CHP logosu Oğuz Boylarını temsil eder dersek, sanırım yanlış olmaz.
Arkası çentik 4. ok bu tezimizi daha da güçlendirir. Bu konuda bazı kaynaklarda şu bilgiye yer verilmektedir:
Tarihte bilinen ilk Türk Devleti olan ve M.Ö. 220’de kurulan Asya (Büyük) Hun Devletinin büyük hükümdarı Mete Han’ın icadı olan hedefe ıslık sesi çıkararak giden adı Çavuş Oku olan bir okun varlığı bilinmektedir.
Eğer ki CHP logosundaki arkası çentikli ok söylendiği gibi “Devletçilik” ilkesini temsil ediyorsa, bilinen en güçlü devletin Kağanı Mete Han’ın o okunu temsil ettiği söylenebilir. Bu durumda CHP amblemi bugüne kadar bilinenden çok daha derin bir mana taşımaktadır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bizzat talimatıyla çizdirdiği bu amblemlerle “Biz Devleti Oğuz Boyları ve Oğuz Han töresi üzerine kurduk” mesajı vermektedir sanki...
Yıllar sonra bu çentikli okla ilgili bir soruya dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, “çok emin olmamakla birlikte söz konusu okun, Laikliğe bir vurgu olduğunu söyleyebilirim” şeklinde cevap vermiştir.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Muharrem İnce TV’deki bir programda devletçilik okunun altındaki çentiğin ne anlama geldiğini açıklarken “devletçiliği tetikleyen şeyin özel sektör olduğu” şeklinde bir yorum getirir.
Peki, 1938 sonrasında CHP'ye ne oldu. Nasıl bu çizgiden çıktı, yozlaştı ve nasıl ele geçirildi. Günümüz yöneticilerinin siyaset anlayışı, Türk Milliyetçilerine bakış açısını görünce içimiz kanıyor.
Milliyetçi Hareketin Başbuğu Alpaslan Türkeş partisinin 1969 kongresinde “CHP, Atatürk’ün izinden gitseydi ayrı bir parti kurmazdım” derken, aslında CHP’nin tarihi varlığından ve kuruluş ilkelerinden ne çok uzaklaştırılmış olduğunu göstermiyor mu?
Milletin değerleriyle, kültürüyle çatışma yaşarsanız ağzı salyalıların diline düşersiniz.
Kuruluş ilkelerine dönmüş bir CHP, ülkemiz için büyük kazanç olur ama bu saatten sonra çok zor.