Abdullah Çatlı, Terör örgütü ASALA'ya karşı verilen mücadelede önemli bir rol aldı. Çatlı, Dünyanın en büyük örgütlerinden biri olan Ermeni çetelerinin bitirilmesinde görülmeyen kahramanlardan birisi oldu. Abdullah Çatlı'nın vefatının 23. yıldönümü vesilesiyle anma mesajları yayımlanıyor. 3 Kasım 1996 'da Susurluk'ta meydana gelen kazada hayatını kaybeden Abdullah Çatlı Kimdir, nerelidir? ve Abdullah Çatlı nasıl öldü, nerede öldü, 12 Eylül 1980 ihtilali öncesinde Ülkü Ocaklarında görevlimiydi? Abdullah çatlı, kişiliği, ülkücülüğü ve nerelerde yaşadığı merak ediliyor. Çatlı'nın ASALA örgütünün bitirlmesinde nasıl rol aldığı ve neden öldürüldüğü de vatandaşlar tarafından merak konusu oldu.Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Destici, çok kısa bir ifadeyle Abdullah Çatlı'yı şöyle anlatıyor: "12 Eylül öncesi Komünizm'e, sonrası ise Terör Örgütü Asala'ya karşı kahramanca mücadele edip, diplomatlarımıza yönelik yapılan kanlı terör eylemlerine son verilmesine öncülük eden cesur Ülkü devidir" Abdullah Çatlı, ölümünün 23'üncü yıl dönümünde Nevşehir'deki mezarı başında anıldı. Nevşehir Kaldırım Mezarlığı'nda düzenlenen anmaya, Çatlı'nın annesi Remziye Çatlı, eşi Meral Çatlı, kızı Gökçen Çatlı ve kardeşi Zeki Çatlı, arkadaşı Haluk Kırcı ile BBP Genel Başkan Yardımcısı Ali Keser ve çok sayıda kişi katıldı. Anmada konuşan Abdullah Çatlı'nın kardeşi Zeki Çatlı, "Türkiye'nin böylesine zor ve dar dönemlerde, kahramanlarını anmaya ve bilmeye ihtiyacı var. Maalesef bunu tam olarak yapamıyoruz. Yapmamız lazım" dedi.
Operasyonun adı; Marsilya Operasyonu idi. Bu operasyonu yürüten ekibin başındaki kişinin Kod Adı: Ufuk - Abdullah Çatlı.
Fransa’nın Marsilya şehrinde 5 bin Ermeni’nin yaşadığı ve KİN ANITI’nın bulunduğu bir meydan vardı. İlk operasyon Marsilya’daki 1915 olaylarından dolayı Türkiye’yi kınayan Kin Anıtı’nı bombalayarak başladı. Mete Bey’in yönetiminde gerçekleştirildi bütün bu eylemler. Mete Bey, anılarında; “Abdullah Çatlı çok gözü kara birisiydi” diyor. Daha sonra Asala’nın Fransa’daki büroları bombalandı, para muslukları kesildi. İleri gelenleri vuruldu ve en son olarak da liderleri ve beyni olan Ara Toranyan, Fransa sokaklarında tabancayla vurularak öldürüldü. Ermenistan devleti ve Fransa tarafından korunan ve kollanan Asala örgütü bitirildi.” diyerek Abdullah Çatlı'nın ölümüyle de ilgili, “Abim PKK ile mücadele ederken bildiğiniz gibi Susurluk’ta bir kaza meydana geldi. PKK’ya finans sağlayan eroin satıp silah alan kelli felli adamları devre dışı bırakıyorlar. APO’ya ulaşacakları sırada CIA-MOSSAD işbirliğiyle kendisine suikast yapıldı” dedi.
Abdullah Çatlı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılandı. Çatlı yargılandığı davalardan hüküm giymedi.3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında tarihe Susurluk kazası olarak geçen trafik kazasında hayatını kaybeden Catlı hakkında bir çok iddialar gündem oldu. Kaza sırasında aynı araba içerisinde Çatlı'nın yanında, Gonca Us, İstanbul eski emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ da öldü. yine aracın içinde bulunan dönemin DYP milletvekili Sedat Edip Bucak sağ olrak kurtuldu. Abdullah Çatlı'nın Türk bayrağına sarılı tabutu Nevşehir Kaldırım Mezarlığına defnedildi.
Korumacı bir yapısı vardı
Abdullah Çatlı'nın Abisi Zeki Çatlı, “Abim Abdullah Çatlı, nüfusta 1 Haziran görünmesine rağmen 1956 yılının Nisan’ın 27’sinde doğmuştur. Bizim aile yapımız Osmanlı geleneklerine uygun Türkmen bir ailedir” diyerek abisinin özelliklerinden bahsederek, Genç yaşta evlenen ve genç yaşta Ankara Ülkü Ocakları Başkanı olduktan sonra 1977’de Muhsin Yazıcıoğlu’nun genel başkanlığını yaptığı Ülkü Ocakları’nda abisinin de başkan yardımcısı olduğu kaydetti. Zeki Çatlı, “Korumacı bir yapısı vardı. Vatanseverlikten hiç taviz vermedi. ‘Reis’lik unvanı da mahkeme kayıtlarında “Büyük Reis” diye tescilliydi. Anadolu’nun temiz, yiğit ve yağız delikanlısı idi. Ketumdu. Bana “iki kişinin bildiği sır değildir” derdi. Ketumluk en büyük özelliğiydi, geveze değildi ve geveze olanları da yanında tutmazdı. Zaafı olanı hiç sevmez ve kendisinden de uzak tutardı. Parayı hiç sevmezdi. Parayı seveni de sevmez ve yanında tutmaz, gönderirdi. Kendi sıfır (0) zaaf yaşayan insandı. Önemli bir diğer özelliği de çok vefalı olmasıydı. Kendisi için bir şey istemez, devamla arkadaşlarını korur ve kollardı. Asala operasyonunu da, kendisi kırmızı bültenle aranmasına rağmen kendisi için bir şey istemeyerek Türkeş’in cezaevinden salıverilmesi ve ülkücülerin idamlarının durdurulması şartıyla kabul etmişti” dedi.“Abdullah Çatlı çok gözü kara birisiydi”
ASALA tarafından 1973’lü yıllardan başlamak kaydıyla 1983’e kadar yurtdışında şimdiye kadar 42 Türk Büyükelçi ile diplomatımızın şehit edilmesi üzerine devletin, milli refleksinin harekete geçirilerek Asala’yı bitirmek üzere Abdullah Çatlı'nın görevlendirildiğini belirten Zeki Çatlı, “Abim bu teklifi, o zaman cezaevinde bulunan Alpaslan Türkeş’in salıverilmesi, ülkücülerin idamlarının durdurulması şartıyla kabul etmişti.Operasyonun adı; Marsilya Operasyonu idi. Bu operasyonu yürüten ekibin başındaki kişinin Kod Adı: Ufuk - Abdullah Çatlı.
Fransa’nın Marsilya şehrinde 5 bin Ermeni’nin yaşadığı ve KİN ANITI’nın bulunduğu bir meydan vardı. İlk operasyon Marsilya’daki 1915 olaylarından dolayı Türkiye’yi kınayan Kin Anıtı’nı bombalayarak başladı. Mete Bey’in yönetiminde gerçekleştirildi bütün bu eylemler. Mete Bey, anılarında; “Abdullah Çatlı çok gözü kara birisiydi” diyor. Daha sonra Asala’nın Fransa’daki büroları bombalandı, para muslukları kesildi. İleri gelenleri vuruldu ve en son olarak da liderleri ve beyni olan Ara Toranyan, Fransa sokaklarında tabancayla vurularak öldürüldü. Ermenistan devleti ve Fransa tarafından korunan ve kollanan Asala örgütü bitirildi.” diyerek Abdullah Çatlı'nın ölümüyle de ilgili, “Abim PKK ile mücadele ederken bildiğiniz gibi Susurluk’ta bir kaza meydana geldi. PKK’ya finans sağlayan eroin satıp silah alan kelli felli adamları devre dışı bırakıyorlar. APO’ya ulaşacakları sırada CIA-MOSSAD işbirliğiyle kendisine suikast yapıldı” dedi.
Abdullah Çatlı Kimdir?
1956 yılında Nevşehir'de doğan Abdullah Çatlı, 1977'de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanlığı yaptı. 25 Mayıs 1978'te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı'na seçilen Çatlı, 11 Temmuz 1978'de Ankara'da Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5.Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verilerek, 23 Ağustos 1978'de Sakarya'da yakalandı ve gözaltına alındı. Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin öldürülmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğu iddiaları ardından olay tarihi üzerinden üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra gerçekleştirilebildi.ASALA'ya Karşı Savaştı
12 Eylül Darbesi'ni izleyen aylarda yurt dışına çıkan Çatlı, Bulgaristan ve Viyana'da bir süre kaldıktan sonra 22 Şubat 1982'de, İsviçre'de Mehmet Özbay adına düzenlenmiş bir pasaport ile yakalandı ve serbest bırakıldı. 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçerek ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerinde yer aldı.22 Ekim 1984'de Paris'te Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport ile yakalanan Çatlı, Fransa'da 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı.16 Eylül 1985'de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuşan Çatlı, Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Mehmet Ali Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia ederek, kısa bir süre sonra 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi. 21 Mart 1990'da Bostadel Cezaevi'nden kaçan Çatlı, 1993'te Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş pasaport ile gözaltına alındı. Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı.Abdullah Çatlı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılandı. Çatlı yargılandığı davalardan hüküm giymedi.3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında tarihe Susurluk kazası olarak geçen trafik kazasında hayatını kaybeden Catlı hakkında bir çok iddialar gündem oldu. Kaza sırasında aynı araba içerisinde Çatlı'nın yanında, Gonca Us, İstanbul eski emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ da öldü. yine aracın içinde bulunan dönemin DYP milletvekili Sedat Edip Bucak sağ olrak kurtuldu. Abdullah Çatlı'nın Türk bayrağına sarılı tabutu Nevşehir Kaldırım Mezarlığına defnedildi.