Ülkücülük nedir? sorusuna hep net bir cevap aranmıştır.
Ülkücülük ile ilgili bir çok tarif olsa da aslında ülkücülüğün tek bir tarifi vardır? Ülkücülük, kimine göre,
vatan ve millet sevgisini canından aziz bilmektir. Ülkücülük, Türk vatanını her ne pahasına olursa olsun hep korumaktır. Ülkücülük bir idealizmdir. Ülkücülük bir hedefi olmak demektir.
Ülkücülük bir duruştur. Ülkücülük bir sevda bir aşktır."Ülkücülük nedir?" diye soranlara
"İslam ahlak ve fazileti Türklük gurur ve şuuru" dur diyerek en özet cevabı veririz. Bunu daha da özetlersek, Merhum
Seyyid Ahmet Arvasi Hocamızın dediği gibi
Türk İslam Ülküsü demektir. veya
"Ruh ve beden" demektir.
"Et ve tırnak" demektir. Ülkücülük, yüzyılımıza damgasını vuran ülkü sahibi, vatanseverlerdir.
Ülkücülük
Ülkücülük, kelime itibari ile mefkûredir. Ülkücülük, Amaçtır, gayedir; idealdir. Ülkücü fikrin ilk tohumlarını toprağa eken Alparslan Türkeştir.Merhum Alparslan Türkeş; Ülkücülük veya idealizm, insan kafasının içinde elde edilmesi, varılması en mükemmel, en güzel, kendisini mutlu edecek hedeflerin tasarlanması ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için arzu gösterilmesi ve çalışılması anlamını taşır. diyerek, her gerçeğin, her fikrin önce insanların kafasında bir hayal olarak doğduğunu söyler.
Ülkücülük Tarifi
İnsanların, hayalleriyle büyük ölçüde insan olduklarını belirten Türkeş, "İnsanlar hayalleriyle diğer canlılardan bir ayrıcalık gösterirler ve gerçekten insanlık vasfını kazanmış olurlar. İşte
ülkücülük de yani idealizm de insanların ve insan toplulukların kendileri için varılması mutluluk sağlayacak, varılmasıyla en gelişmiş, en yükselmiş bir durum sağlayacak, bir hayalin düşünülmesi ve insan beyninde tasarlanarak şekillendirilmesidir." ifadeleriyle en kestirme ve anlaşılır ülkücülük tarifinde bulunmuştur.
Her toplumda idealistler bulunur. Alparslan Türkeş; ülkücülerin, idealistlerin bulunuşunun toplumlar için bir saadet olduğunun altını çizer.
"Türk milleti için bizim düşündüğümüz
ülkü nedir? Türk milleti için tasarladığımız
ideal nedir? Her şeyden önce, Türk milletinin ahlâkta, maneviyatta, insanlık duygularında en yüksek seviyede bulunması, yaşamasıdır." ifadelerini kullanırken, İlimde, teknikte dünyanın en ileri gitmiş varlığı hâline gelmesi ve ekonomik açıdan kalkınmış, tarımını modern tekniğe göre geliştirmiş ve modern sanayii kurulmuş, refahlı bir toplum hâline gelmesi, Türk toplumu için bir Türk milliyetçisinin düşüneceği ülkünün esaslarından mühim bir kısmını teşkil ettiğini belirtmektedir.İç ve dış düşmanlarımızın kalabalıklaştığı, kalleşliklerin, vatan hainliklerin arttığı, dik duruşların ve samimiyetin her geçen gün azaldığı
Günümüz dünyasında artık ÜLKÜCÜLÜĞÜN okul kitaplarında ders olarak okutulması şart olmuştur. Son zamanlarda Casuzların kuşattığı, vatanımızın dağıtılmaya ve parçalanmaya çalışıldığı ülkemizde hiç bu kadar ülkücülere ihtiyaç duyulmamıştı.
Ülke olarak ülkücülere ve yeni kızılelmalara ihtiyacımız var.ÜLKÜSÜZ İNSAN ÇAMURDAN FARKSIZDIR
Ülkücülük, Türkün Başbuğ'a göre, Türk milletinin hiç kimseden merhamet dilenmeyecek bir duruma gelmesidir. kendi gücüyle ayakta duran, kendi gücüyle varlığını koruyabilen ve sözünü dünyanın her yerinde saydırabilen bir varlık hâline gelmesi düşüncesi olarak gören Türkeş, "Türk milletinin haklarını her zaman dünyaya tanıtabilmesi, dünyaya duyurabilmesi düşüncesidir." demektedir.Ülküler uzak hedefler olduğunu,ancak Ülkünün insanlara yönünü tayin etmesini sağlayan bir kılavuz olduğunu belirten Türkeş; Milletler için de
millî ülkü,
milletin kılavuzu,
milletin yolunu aydınlatan güneşidir.
Ülküsüz insan çamurdan bir varlık gibidir.
Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir." ifadelerini kullanmıştır.
ÜLKÜCÜLÜKTE RAHATLIK KELİMESİNE YER YOKTUR
Galip Erdem Ülkücünün Çilesi kitabında Ülkücülüğün çok zor olduğunu, ülkücünün yaşantısında hep zorluklar bulunduğunu belirterek, “Gün olur, ülküsüz insanlara gıpta ile bakasınız gelir. Rahat yaşarlar. Tıpkı Şairin söylediği gibi: “Akl-ı şuur” ları vardır, güzel severler. “Bade” içerler ve nihayet göçüp giderler. Ülkücülükte rahatlık kelimesinin yeri yoktur
Ülkücülerin hayatı bambaşkadır. Sözlüklerinde rahatlık kelimesinin yeri yoktur. Daimi bir mücadele içinde ömür tüketirler. " demiştir.
Garabey